Duygulandırırken Güldüren En İyi Romantik Komedi Filmleri

Alejandro (Diego Boneta) bir otel müdürüdür. Sophie (Monica Barbaro) bir film yıldızıdır. Kendi otelini açmaya odaklanmış durumda. Yeni süper kahraman filmini çekmeye odaklanmaya çalışıyor. Ancak rol arkadaşı ve erkek arkadaşını (Anders Holm) aldatırken yakalar. Çekim onları Alejandro’nun Meksika’daki oteline getirdiğinde kader bir anda değişir. Tamamen farklı hayatlarına rağmen Alejandro ve Sophie, Geceyarısı’nda gizlice buluşmaya başlarlar…

Debbie (Reese Witherspoon) ve Peter (Ashton Kutcher) çok iyi arkadaşlar ve tamamen zıtlardır. Los Angeles’ta oğluyla rutin bir hayat yaşamak istiyor; New York’ta değişimden hoşlanıyor. Bir hafta boyunca evlerini ve hayatlarını değiştirdikleri zaman, istediklerini düşündükleri şeyin gerçekte ihtiyaç duydukları şey olmayabileceğini keşfederler.

Hayalimdeki Düğün’de (Shotgun Wedding) Darcy (Jennifer Lopez) ve Tom (Josh Duhamel), tam da çiftin korkmaya başladığı sırada, nihai varış noktası olan düğün için sevimli ama inatçı ailelerini bir araya getirir. Ve eğer bu kutlama için yeterli bir tehdit değilse, tüm parti rehin alındığında aniden herkesin hayatı tehlikeye girer. Darcy ve Tom’un sevdiklerini kurtarmak zorunda oldukları bu komik, adrenalin yüklü macerada tamamen yeni bir anlam kazanıyor – tabii önce birbirlerini öldürmezlerse.

İşkolik TV yapımcısı Ally (Alison Brie), mesleki açıdan büyük bir aksilikle karşı karşıya kalır ve bu durum onu memleketinin rahat ortamına dönmeye sevk eder. İlk aşkı Sean’ı (Jay Ellis) anarak fırtınalı bir akşam geçirir ve dönüştüğü kişiyle ilgili her şeyi sorgulamaya başlar. Sean’ın kendine güveni ve yaratıcı inançları Ally’ye eskiden kim olduğunu hatırlatan Cassidy (Kiersey Clemons) ile evleneceğini öğrendiğinde işler daha da kafa karıştırıcı hale gelir.

İki Gecelik Aşk herkesin bağ kurabileceği romantik komedilerden biri. Lio Tipton’ın canlandırdığı Megan, nişanı bozulduktan sonra bir arkadaşlık sitesinde profil oluşturması istendiğinde, yavaş ama emin adımlarla işleri akışına geri döndürür. Çok genç göründüğü için bir kulübe girme izni verilmeyen eski sevgilisiyle karşılaşan Miles Teller’ın canlandırdığı Alec, aniden devreye girer ve tüm doğru sözlerle onu kazanır.

İkili internette tanışır, ancak Megan konfor alanının dışına çıkar ve geceyi evinde geçirir. Bir fırtına, Megan’ın Alec’in evinde onunla geçirmek istediği ilk zamandan daha uzun süre kalmasına neden olur. Birbirleri hakkında daha fazla bilgi edindikçe yakınlaşırlar. Öngörülemeyen koşullar ortaya çıksa da ikili bir araya gelip karda öpüşürler ve bu komedi ve neşeli filmin son derece romantik bir sonu olur.

İç içe geçmiş dokuz hikaye, hepimizi birbirine bağlayan tek duygunun karmaşıklığını inceliyor: aşk. İncelenen karakterler arasında genç bir personele (Martine McCutcheon) aşık olan, yeni seçilmiş yakışıklı İngiliz başbakanı David (Hugh Grant), akıl hastası erkek kardeşine olan bağlılığı aşk hayatını karmaşık hale getiren grafik tasarımcısı Sarah (Laura Linney) ve çekici yeni sekreterinin cazibesine kapılan evli bir adam olan Harry (Alan Rickman) yer alıyor.

Romantik komedi filmleri arasında beğendiklerimden birisi. Zampara bir adam ama aynı zamanda iyi tarafları da var, fakat bir o kadar da üçkağıtçı! Karşısına aşık olduğu kadın çıkıyor, sırılsıklam seviyor. Peki eski hayatına devam mı edecek, yoksa bu kadınla birlikte olabilmek için kendini değiştirecek mi?

Calvin genç bir yazardır. Fakat kendisine ilham veren şeyler son bulmuş ve artık yazacak bir şey bulamamaktadır. Kariyeri tepetaklak olmak üzeredir. Seveceğini düşündüğü bir karakter yaratır, bu kadın karaktere de Ruby adını verir. Fakat bir gün hayal ürünü olan Ruby karşısında capcanlı dururken görür. En iyi romantik komedi filmleri arasında gösterebileceğim tatlı bir hikayesi var.

Romantik komedi filmleri arasında ailenizle birlikte izlemekten keyif alacağınız güzel bir yapım. Zixin adlı kadının ilişkide olduğu adamlar önemli bir sorunu vardır. Adam evlidir ve bu sorun çözülemez. Sonuçta da terkedilir. Karşısına 2 adam çıkar. Fang ve Cheng. Birisi çok yakışıklıdır diğeri ise çok iyi kalplidir. Peki, Zixin hangisini seçecektir?

Jenna, yaş gününü kutlarken 13 yaşındadır. Doğum gününde arkadaşları arasında küçük düşürülür ve 30 yaşına kadar kimse tarafından görünmek istemez. Dileği bir anda gerçekleşen Jenna 30 yaşında fıstık gibi bir kız haline gelmiştir. Eski hayatından eser kalmaz. Romantik komedi filmleri arasında konusu ilginç ve değişik. İzlemenizi tavsiye ederim.

Hayattaki tek tutkusu futbol olan Jesse, profesyonel anlamda futbol oynama hayalini gerçekleştirme fırsatını yakalar. Ancak bu hayaller ailesi tarafından futbol oynarken yakalanmasıyla suya düşmek üzeredir. Futbolu, Beckham’ı ve romantik komedi filmleri sevenleri buraya alalım.

Romantik komedi filmleri arasında önereceğim yapımlardan biri. Konusuna gelecek olursak, Donna Stern, 20’li yaşlarında, umut vaat eden bir komedyendir. Güldürü malzemesi olarak genellikle kendi yaşadıklarını, özellikle de cinsel hayatındaki tecrübelerini kullanmaktadır. Ancak bir gün tek gecelik bir ilişkinin ardından hamile kaldığını fark ettiğinde kendini daha önce aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir durumda bulur.

Fernando, silaha ve savaşa karşı olan pasifist bir askerdir. Askerlik yaptığı yerden kaçmasıyla başlayan film, Fernando’nun zengin Don Manolo’nun evine gelişiyle enteresan bir hal alıyor. Don Manolo’nun dört kızı Fernando’nun dikkatini çekmek için her şeyi yapacak, genç Fernando hayli eğlenceli günler yaşayacaktır.

Romantik komedi filmleri arasında mutlaka bulunması gereken yapımda, Rob bir plakçıda çalışan sıradan bir adamdır. Laura adında bir kız arkadaşı vardır ve onunla da sakin bir ilişki sürdürmektedir. Ama bir gün Laura, Rob’dan ayrılır. Rob, ilk defa terkedilmemiştir, bu sadece sonuncusudur. Kadın-erkek ilişkisini etraflıca masaya yatıran güzel bir film izleyeceksiniz.

Kyun-woo, bir gün evine dönerken metroda hem güzel hem de sarhoş bir kızla karşılaşır. Tek amacı kıza yardımcı olmaktır. Kıza yardımcı olur ve zar zor trene binmesini sağlar. Fakat kız o kadar sarhoştur ki, ne yaptığının farkında değildir. Trenin diğer sakinleri ikilinin samimi pozları nedeniyle ikiliyi sevgili zannederler. Bu yanlış anlaşılma, ikilinin hayatındaki birçok şeyi değiştirecektir.

Chicago’daki üniversiteye gitmek üzere kız arkadaşını geride bırakan genç lezbiyen Max West (Guinevere Turner), ilginç alışkanlıkları olan biraz daha yaşlı bir kadın olan Ely (V.S. Brodie) ile tanıştırılır. Max ve Ely hızla birbirlerine karşı çekim geliştirirken, Max’in uzaktan ilişki yürüttüğü kız arkadaşı Kate’in kötü zamanlanmış bir telefon görüşmesi işleri aniden durma noktasına getirir. Bu arada Max’in oda arkadaşı Kia (T. Wendy McMillan), kız arkadaşı Evy’nin (Migdalia Melendez) evdeki zor zamanlarla başa çıkmasına yardım eder.

Taze bir çift ilişkileri derinleştikçe aralarındaki kültürel farklılıklar yüzünden karşı karşıya gelmeye başlıyor.

İşte güzel bir yapım daha. 2001 yılında yayınlanan romantik komedi filmleri arasında tek geçeceğim film. Uzun süre bekâr hayatı sürdürmek, güzel, çekici, zeki ve başarılı gazeteci Jessica Stein (Jennifer Westfeldt) için artık dayanılmaz bir hal almaya başlamış, genç kadını çıldırmanın eşiğine getirmiştir.

Woody Allen, Diane Keaton, Tony Roberts başrollerde oynuyor. Komedyen Alvy Singer’ın ünlü şarkıcı Annie Hall ile olan ilişkini konu ediyor. Alvy, uzunca bir süre aşk hayatında başarısız olmuş, aradığı kadını sahte entelektüel ortamlarda bulmanın imkansızlığına kanaat getirmiştir. Ancak Annie ile tanışması adamın talihini bir anda döndürecek, garip bir ilişkinin başlamasına neden olacaktır.

Romantik komedi filmleri arasında 1999 yapımı olan film bir gençlik hikayesini konu almıştır. Okulun en gözde gençlerinden olan Zack, sevgilisi tarafından terkedilmiştir. Bunu hazmedemeyen delikanlı, mezuniyet partisi için kendisine bir eş bulmaya koyulur. Talihli kişi ise Laney adında garip bir kızdır.

Dört kadın, ilişkilerindeki sorunları çözmek için çok satan bir kitaptan aldıkları tavsiyeyi uygular. Ta ki hayatlarındaki erkekler olan biteni fark edene kadar.

Güçlü pozisyondaki iki kişi bir televizyon kanalının araştırma bölümünün bilgisayarlaştırılması hususunda fikir ayrılığına düşer. 1957 yılında yayınlanan bu romantik komedi filmi, o dönemin kült filmleri arasındadır.

John Clark, evine doğru giderken, yol üzerindeki bir dans stüdyosunun penceresinde güzel bir kadın görür. John bir akşam aniden trenden iner ve içeri girip dans derslerine kayıt olur. O kadınla tanışmayı umut etmektedir. Başta bir hata oluşmuş gibidir çünkü hocası Paulina değil, yaşlı Bayan Mitzi’dir. John derslerde biraz sakar ve beceriksiz davranır başlangıçta. Paulina ile tanıştığında ise genç kadın, kendisine buz gibi bir tavırla, derslere flört edecek birinin arayışı ile değil gerçekten dansı öğrenmek için geliyor olmasını umut ettiğini söyler. Dersler devam ettikçe John, dansa aşık olur. Bu yeni ilgi alanını ailesinden ve iş arkadaşlarından gizli tutan John, derslere kendisini tamamen vererek bir yarışmaya hazırlanmaya başlar.

Lily McKinnon hamburgercide çalışan, ortama uyum sağlayamadığı için dışlanan biraz tuhaf bir kız. Elbisesinden tut, yürüyüşüne, konuşmasına, her şeyi yanlış. Ama yanlış olan her hareketinin altında aslında bir cevher yatıyor. O çalkantılı denizlerde yüzse de, altında en azından teknesi olduğu için minnet duyabilen nadir ruhlardan. Her öğle yemeği saatinde Meaty Boy hamburgercisine giren bir adamın dudağının üstünde, tıpkı Lily’ninki gibi bir beni var. Bu adam Jarrod Lough; garip benli, garip kızın güzel iş arkadaşıyla flörtleşiyor, garip kız ise pek umurunda değil. Sosyal beceriksizliği dizboyu olan Jarrod, toplum içerisinde bir türlü aradığı saygıyı bulamayan bir video oyun şampiyonu. O son sürat kürek çekip, sürekli kayalara çarpanlardan. Bir gün Lily cesaretini toplayıp Jarrod’un kostüm partisine kendini davet ettirir.

Harry Langer, genç kadınlar için yanıp tutuşan bir müzik piyasası kurdudur. Birlikte olduğu genç ve güzel sevgilisinin annesinin yazlık evinde romantik bir haftasonu geçirmeye karar verirler. Ama hiç beklemedikleri süprizler, bütün haftasonu boyunca yakalarını bırakmaz. Erica, kızının kendisinden bu kadar yaşlı biriyle birlikte olmasına karşı çıksa da duruma katlamaktan başka çare bulamaz. Ama tüm bu itirazlarının bir kanıtı gibi Harry, bir akşam kalbinden rahatsızlanınca bütün bir haftayı, hiç anlaşamadığı Erica ile birlikte geçirmek zorunda kalır. Sürekli didişen ve çok farklı yaşam tarzları olan iki insan olmalarına rağmen birlikte geçirmek zorunda kaldıkları bu süre, hiç beklemedikleri şekilde yakınlaşmalarına neden olacaktır. Jack Nicholson ve Diane Keaton’ın keyifli oyunculukları ile oldukça eğlenceli zaman geçirten, Nancy Meyers imzalı hoş bir komedi…

Genç, zengin ve ölüm takıntısı olan Harold, bir cenazede yetmişli yaşlarındaki Maude ile tanıştığında kendisini sonsuza dek değişmiş bir halde bulur. Harold yirmi yaşındadır ve hayata tutunma problemi yaşamaktadır. Sürekli bir takım cenazelere gider ve sık sık intihara kalkışır. Bu gittiği cenazede tanıştığı Maude ile aralarında özel bir bağ kurulur. Keyifli bir arkadaşlık geliştirirler. Maude onun tam zıttı olarak hayat dolu biridir. Aralarındaki enerji aktarımı ile Harold öyle bir kıvama gelir ki ailesine Maude ile evlenmek istediğini bildirir. Ancak tam da bu sırada onu Maude bir süprizle beklemektedir.

Alison Scott, evli ablası Debbie ile birlikte bir kutlama yapmak için bir gece kulübüne giderler. Alison orada esrarkeş ve pervasız bir tip olan Ben Stone ile tanışır. Ben ile kısa bir konuşma yaparlarken Debbie’nin kocası Pete onu arayıp kızlarının suçiçeği çıkartığını haber verir. Debbie mecburen mekanı terk eder ve Alison da Ben ile birlikte kalır. Gece boyunca içip dans ederler. Sonunda da tek gecelik bir ilişki yaşarlar. Ben prezervatif kullanmaz ve sekiz hafta sonra Allison hamile olduğunu fark eder. Ben’i arar ve birlikte yaşamaya ve çocuğu dünyaya getirmeye karar verirler. Ancak bir çocuk yetiştirmek için önce Ben’in büyümesi gerekmektedir.

Megan, sıradan bir Amerikan kızıdır. Ponpon kızlık imajının tüm göstergelerine sahiptir. Futbol takımından bir erkek arkadaşı, kendi gibi bıcırık kızlardan kurulu bir çetesi, süslü püslü elbiseleri, iyi bakımlı saçları vb…. Ancak dolabında ünlü lezbiyen Melissa Etheridge’in tam boy bir portresi olduğu keşfedilince işler karışır. Zira, artık ailesi ve arkadaşları onun da bir lezbiyen olduğunu düşünmektedirler.

Başarılı bir yönetici ve kadın avcısı, yeni kadın patronunun ondan daha da sapkın olduğu ortaya çıkınca yaşam tarzı seçimlerinin ona geri döndüğünü fark eder.

Sabrina, Amerika’nın en zengin ailelerinden Larabee’lerin şöforü Fairchild’ın kızıdır. Çocukluğundan beri, ailenin lüks davetlerine katılmış ama tabi ki kim olduğu kendisine hatırlatılacak şekilde muamale görmüştür. Buna rağmen ailenin çapkın küçük oğlu David’e de gizli ve platonik bir aşk duymuştur. Sabrina yimili yaşlarına geldiğinde babası onu hem bu takıntısından kurtarmak hem de aşçılık okuluna giderek iyi bir hayat sürmesine katkıda bulunmak için Paris’e gönderir. Ancak işler pek de öyle gitmez. Sabirna iki yıl sonra geri döner ve o artık yaşamı ve zevklerini öğrenmiş, son derece dikkat çekici ve hoş bir hanımefendi olmuştur. Onun bu karşı konulması zor büyüsü karşısında David’in başı dönecektir. Ancak tam da o esnada aile, iş hayatını garanti altına alan bir planlama ile David için farklı planlar yapmıştır. David, bir şirket evliliği dahilinde Elizabeth ile nişanlanmıştır. Sabrina ile yaşanabileceklere engel olmaya çalışan David’in ağabeyi Linus ise farkında bile olmadan Sabrina’nın çekim alanına girmiş olacaktır.

Muriel, Avustralya’nın Porpoise Spit şehrindeki hayatını sıkıcı bulmaktadır ve gününü odasında Abba dinleyerek ve evleneceği günü hayal ederek geçirmektedir. Ancak Muriel daha önce hiç kimseyle beraber olmamıştır. Bir süre sonra biraz para çalıp tropik bir tatile gider, garip biri ile tanışır, adını Mariel olarak değiştirir ve dünyasını alt üst eder.

1590 Londra’sı… Kendisi hakkında oldukça büyük umutlar beslenen bir oyun yazarı William Shakesepare, tiyatronun baskısının altında, yazar tıkanıklığıyla beraber ezilmektedir. Son yazdığı oyunlar ne yaparsa yapsın bir adım öteye gitmemektedir. Artık kendi yeteneklerini sorgulamaya başladığı bir dönemde karşısına Viola isimli güzel bir kız çıkar. William’ın ondan alacağı ilham, tüm zamanların en büyük oyun yazarlarından birinin şahlanmasını tetikleyecektir. John Madden’ın gösterildiği sene oldukça önemli dallarda tam 7 Oscar heykelciğini kucaklayan filmi Shakesepare in Love’un başrollerinde Joseph Fiennes, Gwyneth Paltrow ve Colin Firth gibi oldukça tanıdık isimler yer alıyor.

Munna yetim büyüyen ve geçimini korsan sinema bileti satarak sağlayan biri .Munna ile Mili yakın iki dost olarak büyür,yalnız Munna Mili’ye aşık… ve Mili’nin tek hayali ünlü bir film yıldız olmak…Film yıldızı Raj Kamal’in birgün Mili’yi plajda dans ederek fark etmesi Mili’nin yıldız olma yolundaki adımını atar.Kamal’in de Mili’ye aşık olması ve Mili’nin farklı hayalleri Munna’ya geri adım attırır..

Alfred Kralik (Stewart) 1930’ların Budapeşte’sinde on yıldan beri bir magazada satış sorumlusu olarak çalışmaktadır. O ve mağazada çalışan diğer elemanlar bir hayli sinirli ve cimri olan patronları Hugo Matuschek’ ten bir hayli çekinmekte ve sıkı bir şekilde çalışmaktadırlar. Alfred, o dönemde yaygın olan modaya uyup bir kız ile mektup arkadaşlığı yapmaya başlamıştır. Henüz tanışmadığı ancak yazılarına hayran kaldığı bu genç kız ile ilgili niyeti ciddileşir ve sonunda onunla tanışmaya karar verir.

William Thacker, Batı Londra’nın değişik bir yöresi olan Notting Hill’de yaşamaktadır. Eşinden boşanmış olan William, evini biraz tuhaf olan Spike adlı biri ile paylaşmaktadır ve Notting Hill’in tam merkezindeki Pazar caddesinde Portobello Road’da bir kitabevinin sahibidir. Bir gün dünyaca ünlü film yıldızı Anna Scott’un dükkanına gelmesi ile William’ın yaşamının akışı değişir. Birbirini takip eden komik olaylar sonunda Anna ile William çıkmaya başlarlar.

Barry Egan, 7 tane çekilmez kız kardeşiyle yaşayan ve hayatındaki bütün boşlukları işiyle dodurmaya çalışan kendi halinde bir genç adamdır. Kadınlar konusunda doğuştan yeteneksiz olan Egan, günün birinde bir kadınla tanışır. Aralarında yavaş yavaş bir şeyler filizlenmeye başlar…

Amelie, Ünlü Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunet’nin beş dalda Oscar’a aday gösterilen ve son on yılın en ses getiren yapımları arasında. Bu Fransız komedisi bizi genç ve özel bir kadınla tanışmaya davet ediyor; her daim hayat dolu, yaşama sevgi dolu gözlerle tanıklık eden ve sahip olduğu özel ışıltıyı her anında yanında taşıyan Amelie’nin hikayesine… Anne ve babasını kaybetmiş olan Amelie, kendini başkalarının hayatlarını tamir etmeye, onları mutlu kılmaya adamıştır; bu adanmışlığı fark ettirmeden, bu durumdan bihaber olan insanların hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik yapmaktadır. Peki başkalarının mutluluğu için çabalayan Amelie, yalnızlığının farkına vardığı an kendi mutluluğu için de çabalamaya başlayacak mıdır?

Jean ve babası uluslararası çalışan gemilerde profesyonel kumarbaz olarak yolcuları soymaktadır. Charles zengin bir adamdır ve Lady Eve’in ağına düşer. Ancak, daha sonra aralarında bir aşk doğacak ve olaylar gelişecektir.

Jerry Maguire Uluslararası Spor İdaresi’ nin (SMI) en üst cemsilcisi olarak camianın tartışmasız lideridir. Jerry güzel nişanlısı Avery Bishop’ a bağlıdır ve iyi bir ilişkileri vardır. Tek sorun Jerry’ nin kendini otomatik pilota bağlamış olmasıdır. Arkadaşlığı iyidir, ancak cinsellikte kötüdür. Jerry SMI için yazdığı ‘Düşündüklerimiz ve Söyleyemediklerimiz : İşimizin Geleceğidir.’ Sloganı yüzünden işler karışır ve işten çıkarılır. İşinden atılmış ama kendine güvenli ve kim olduğunun farkında olarak her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalır.

Dul Amerikan Başkanı Andrew Shepherd, ansızın çevre araştırmaları yapan lobici Sydney Wade’e aşık olur. Bu aşkın ulusal basına yansımasıyla Shepherd’ın oyları hızlı bir düşüşe geçer. Bu aşamada Başkanın Personel Şefi, başdanışmanı, Başkanlık Basın Müdürü ve Başkanlık Özel Sekreteri, başkanı bu içinden çıkılmaz durumdan kurtarmak için çalışmaya başlar.

Cher Horowitz okuduğu lisenin en popüler kızıdır ve çevresindeki hemen herkes ona hayranlık duymakta ve giyim stilini anbean takip etmektedir. Cher’in en büyük zevki çekingen ve içine kapanık görünen öğrencileri tespit edip onların görünümünü değiştirmektir. Böylece yardım ettiği herkes bambaşka birine dönüşür ve hayatı tamamen değişir. Cher’in son ‘projesi’ Tai isimli asosyal sınıf arkadaşıdır. Ne var ki bu süreç hepsinin hayatlarında yeni bir sayfa açacaktır…

Bugün Aslında Dündü, nefret ettiği bir günü tekrar tekrar yaşamak zorunda kalan bir adamın maceralarını konu ediyor. Phil Connors, ekranlardaki samimi kişiliği ve eğlenceli yüzüyle kendine has bir şöhrete sahip olan, ancak kameralardan kurtulduğu an kendini beğenmiş ve kibirli kişiliğine geri dönen bir hava durumu spikeridir. Bu huysuz adam, hiç sevmediği kırsal yaşamın hüküm sürdüğü Pensilvanya’nın kırsal kasabalarından birine, Groundhog Day etkinlikleri için gönderilir. Burada yaşanan hayat ve mütevazi insanlardan iğrense de bu hayata bir günlüğüne, görevi için katlanmak zorundadır. Ancak ansızın çıkan bir kar fırtınası tüm ulaşım yollarını kapattığında Phil, talihsiz kaderiyle başbaşa kalır. Ertesi sabah uyandığında ise daha büyük bir sürpriz kapıdadır: Phil, zaman döngüsüne yakalanmıştır; nefret ettiği o günü tekrar tekrar yaşamak zorundadır!

Verma Ailesi hayatını Yeni Delhi’de sürdürmektedir. Kızları olan Aditi’yi Amerikalı aile dostlarının hali vakti yerinde oğlu Hemant ile evlendirmenin planlarını yapmaktadırlar. Genç kız ilk başta bu formülize evlendirme yöntemini yanlış bulmaktadır ancak hayatını düzene sokmak için ailesinin bu tercihini kabul eder. Düğün hazırlıkları bitmek üzeredir ve bütün uzak dostlar düğün için gelmeye başlarlar. Aditi’nin kuzeni olan Ria’nın ise içerisinde sakladığı bambaşka bir dünyası vardır.

The Morning Post isimli çok satan bir gazetenin editörü olan Walter Burns, aynı gazetede çalıştığı eski karısı Hildy’nin sigortacı bir adamla nişanlandığını ve evlenmek üzere olduğunu öğrenir. Son derece başarılı bir çalışan olan Hildy, Walter’a, evlenip daha sakin bir hayat kurmak için işten ayrılacağını bildirir. Bu durum Walter’ın en iyi çalışanını kaybetmesi anlamına gelmektedir ve Walter’ın hiç de böyle bir niyeti yoktur. Bu nedenle çalışmalara başlayan adam, Hildy’nin nişanlısını takibe alıp başına türlü dertler açmaya çalışır.

Eşini yıllar önce bir trafik kazasında kaybeden Loretta Castorini, otuzlu yaşların sonunda New York’ta yaşayan yalnız bir kadındır ve artık yeniden evlenmenin zamanının geldiğini düşünmektedir. Bu nedenle arkadaşı Johnny Cammareri’den gelen teklifi değerlendirmeye karar verir. Ona göre ilk evliliği lanetlidir ve bu kez işlerin yolunda gitmesi için elinden geleni yapacaktır. Her ne kadar Johnny’e deliler gibi aşık olmadığını kabul etse de onun son derece kibar ve hoş bir adam olduğuna ve bu sayede mutlu bir aile hayatı kuracağına emindir. Ancak Johnny’nin tuhaf erkek kardeşi bir anda ortaya çıkacak ve ilişkilerini çıkmaza sürükleyecektir.

Son derece varlıklı bir işadamı olan Edward gösterişli olmasına rağmen sahte şeylerle örülü hayatından oldukça sıkılmıştır. Kendisini sokaklara attığı bir sırada Vivian isimli oldukça çekici bir sosyetik hayat kadınına rastlar ve o geceyi birlikte geçirirler. Bu sırada ilginç bir karar alırlar. Bir hafta boyunca birlikte olup sevgili gibi yaşayacaklar, bir haftanın ardından da yollarını ayıracaklardır. Bu süreç boyunca ikisinin hayatlarında da büyük duygu değişimleri olur.

Mütevazı bir müzisyen olan Peter, Televizyon yıldızı sevgilisi Sarah’tan ayrılmış olmanın bunaltısından kurtulmak için Hawaii’de bir kaçamak yapmaya karar verir. Gittiği bu tatil beldesinde, Sarah’ı da orada yeni sevgilisiyle görünce kendini kaybedip kıskançlık krizlerine giren Peter, daha sonra resepsiyonist kızla yakınlaşarak “çivi çiviyi söker” taktiği güder. Yapımcı Apatow’un kısmen romantik komedi, kısmen felaket filmi olarak nitelediği Forgetting Sarah Marshall’ın senaryosunu aynı zamanda başrolde de oynayan Jason Segel kaleme almış.

Bir ülkenin güzeller güzeli genç prensesi olan Ann, uzun bir Avrupa seyahatine çıkar. Roma’ya vardığında ise sahip olduğu hayattan iyice sıkıldığını fark eder. Gereksiz protokoller, sahte nezaketler ve prenses olmanın getirdiği zorunluluklardan bunalan genç kadın doktor tarafından verilen bir sakinleştiriciyle durumu atlatmaya çalışır. İlacı aldıktan sonra şehre iner ve sokaktaki hayatı keşfetmeye başlar. Tam da bu anda etkisini gösteren ilacın belirtileri yüzünden bir bankta sızan prenses, paparazzilik yapan Joe Bradley tarafından bulunur. Kadını evine götüren Joe, onun bir prenses olduğundan habersizdir. Ertesi sabah uyandıklarında ise tüm şehir prensesin ortadan kaybolduğu haberiyle çalkalanmaktadır.

David Huxley yumuşak huylu kendi halinde bir paleoantologdur. Ancak işi stresli bir hal almıştır. Bir brontozorus iskeleti tamamlamaya çalışıyordur fakat bir adet kemik eksiktir. Bir yandan sevgilisi Alice ile epeydir uzattığı birlikteliğini artık evlilikle noktalamak istemektedir. Öte yandan da müzeye 1 milyon dolar bağış yapması için Elizabeth Random’ıetkilemesi gerekmektedir.Bir gün katıldığı bir golf dersinde de Susan Vance adında bir kadınla tanışır. Susan özgür ruhlu ve canlı bir kadındır, tavırlarıyla David’in dikkatini çekmeye başlar. Bu sırada Susan’a Brezilya’dan ağabeyi Mark Baby adını verdikleri bir leopar gönderir. Onu teyzesi Elizabeth Random’a vermesi gerekir! David’i de zoolog zanneden Susan ondan çok hoşlanmıştır ve evleneceğini duyunca onu alıkoymak için elinden geleni yapar ve işler karışır.

Bir yolculuk sırasında karşılaşıp tanışan Harry ve Sally isimli iki genç sohbetleri esnasında aynı üniversiteden mezun olduklarını, ancak daha önce hiç karşılaşmadıklarını fark ederler. Bu keyifli sohbet sırasında konu ikili ilişkilere gelir ve iki karşı cinsin arkadaş olup olamayacağı üzerine uzun uzun tartışırlar. Sonuç ise arkadaş olamadıkları yönündedir. New York’a vardıklarında ayrılırlar ve ikisi de ayrı ayrı kendi hayatlarını yaşamaya devam ederler. Ta ki kader yollarını tekrar birleştirine dek…

Diğer bilinen ismiyle “Bir Gecede Oldu”da Ellie Andrews, kocasıyla arasındaki ilişkiye girmeye çabalayan zengin babasından kaçmaktadır. Kaçışı esnasında New York yolunda işsiz ve hikâye peşindeki bir haberciyle tanışır. İkilinin bundan sonraki amaçları, otostop çekerek varmak istedikleri yere ulaşmak olacaktır.

İş adamı Charles Driggs’in sakin hayatı, vahşi ve seksi Lulu ile tanışınca aniden değişir. Lulu’nun onu ofise götürme teklifini kabul eder ama Lulu onu şehrin dışına çıkarır ve eski hayatını arkada bırakmasına neden olur. Evli bir çift gibi davranan Charles ve Audrey (Lulu’nun gerçek ismi) Audrey’in annesini ziyaret eder ve lise buluşmasına katılırlar. Bu buluşmada Audrey’in hapisten yeni çıkmış eski kocası Ray ile karşılaşırlar. Ray Audrey’i geri istediğini açıkça belli edince, işler çıkmaza girer.

Hayatını işe adayan Jane Craig yetenekli ve başarılı bir televizyon programı yapımcısıdır. Tüm zamanını işiyle geçiren Jane’in en yakınındaki kişi, en yakın arkadaşı ve iş arkadaşı olan Aaron Altman’dır. Yetenekli bir yazar ve muhabir olan Aaron gizliden gizliye Jane’e aşıktır…

Tracy Lord, kendisine kalan miras sonrasında zengin bir kadın olmuştur. Varlıklı bir kadın olduktan sonra yaptığı ilk şey ise çapkın bir adam olan kocası Dexter Haven’den ayrılmak olmuştur. Ayrılıklarının üstünden iki yıl geçer ve Tracy yeniden bir evlilik hazırlığına girişir George Kittredge isimli oldukça saygı duyulan bir adamla evlenmeye hazırlanan Tracy’i öngöremediği bir sürpriz beklemektedir. Dexter Haven, bir dergi için çalışmaktadır ve arkadaşlarıyla biraraya gelip kurnaz bir plan kurmanın hazırlığındadır. Düğün gününden bir gün önce işleme sokulan plan işleri karıştıracaktır.

Romantik Komedi Filmleri listemi umarım beğenmişsinizdir, eğer merak ettiğiniz şeyler olursa ya da yazımızı beğendiyseniz lütfen aşağıda yorumlarınızla belirtmeyi unutmayınız. 

Takiye.com’u twitter ve google haberler üzerinden abone olarak takip edebilirsiniz.

• Netflix Romantik Komedi Filmleri
• Komedi Filmleri – Çok İzlenen IMDB Puanı Yüksek En İyi 26 Komedi Filmi Önerisi
• Evinizde Otururken Netflix’te İzleyebileceğiniz 99 Güzel Film
• Netflix Komedi Filmleri: Gülme Garantili 12 Film Tavsiyesi